Son dönemde özellikle kadınlar arasında çok merak edilen mineral dolguyla ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Aycan Özden Sezgin, derinin kendi kollajenini sentezlemesi ile cilt kalitesinde ciddi bir artış sağlandığını dile getirdi.
Ameliyatsız yüz gençleştirmede en sık uygulanan yöntemlerden biri olan dolgular artık kalsiyum hidroksiapatit içeren dolgularla farklı bir boyuta geçti. Son dönemde güzellik ve bakımına düşkün kadınların sıklıkla tercih ettiği mineral dolgu hakkında merak edilen soruları yanıtlayan Dermatoloji Uzmanı Dr. Aycan Özden Sezgin, “Mineral dolgunun diğer klasik dolgulardan farkı içerdiği kalsiyum hidroksi apatitin bilinen en güçlü kollajen uyarıcı madde olması. Bu sayede uygulamadan yaklaşık 45 gün sonra kişinin fibroblast hücrelerinde başlayan, aylar içinde giderek artan, 6. ayda maksimum seviyeye ulaşan bir kollajen sentezi tetiklenmesi söz konusu. Bu yöntemle deri kalitesinde önemli oranda artış, gevşek deride sıkılaşma, parlaklık, sivilce-yara izlerinde azalma ve lifting etkisi ile nazolabial alan (burun ve ağız köşesi arasındaki çizgi), marionette bölgesinde (alt dudak ve çene arasındaki bölge) çöküklüklerde azalma, elmacık hattında belirginleşme oluşturuyoruz. İşlemi yüzün yanısıra boyun, dekolte ve el sırtında yaşla oluşan gevşeklik ve hacim kayıplarında da kullanabiliyoruz” dedi.
YILDA 1 KEZ UYGULANIYOR
Mineral dolgunun 12-15 ay kollajen üretimini tetikleme etkisi devam ettiğinden yılda bir kez uygulanmasının çoğunlukla yeterli olduğunu belirten Sezgin, “Derinin kendi kollajenini üretmesini tetiklemesi nedeniyle etki süresi bittiğinde tamamen başa da dönülmüyor. 1 yıl süresince ortamda artmış kollajen bulunması bu alanların yaşlanma hızını da yavaşlatmış oluyor. Öte yandan işlem iğne yerine ucu künt yani keskin olmayan kanül dediğimiz aparatlar kullanılarak yapıldığından işlem sonrası morluk riski yok denecek kadar az. Kişinin aynı gün sosyal hayatına dönebiliyor olması, yaz-kış uygulanabilmesi, yılda 1 yapılması, yüz-boyun-dekolte-el gibi çok geniş alanlarda kullanabiliyor olmamız, hem kadın hem erkek hastalarımızda uygulayabilmemiz sayesinde yılın her döneminde sıklıkla tercih ettiğimiz bir işlem olmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın