© Son Posta Gazetesi 2023

TÜRKİYE’NİN İLK KORKU-DRAM TÜRÜNDE SİNEMA FİLMİ

Türkiye’nin ilk korku-dram türünde sinema filmi olan “Kan Büyüsü”, 2020 yılında vizyona giriyor.

Met-Cezir, Leyla ile Mecnun, Kalp Atışı, Rüzgarın Kalbi, Güllerin Savaşı, Adını Feriha Koydum, Kanıt gibi kült dizilerin Sanat Yönetmeni Hakan SUR, Türkiye’nin ilk korku-dram türünde sinema filmini çekmeye hazırlanıyor.

Filmin ana kadın karakteri için, Cezayirli model Amina Kaddur, Lübnanlı model Lamitta Franjieh ve Gineli oyuncu Hania Amar ile görüşmeler için düğmeye basıldığı bildirildi.

Animasyonlarını dünyaca ünlü illüstratör-çizer Tayyar Özkan’ın yapacağı filmin cast çalışması, plato kurulumu ve kostüm tasarımları 2019 yılının son çeyreğinde başlıyor.

Dünyada az sayıda çekilmiş olan korku-dram türünün şöhretli filmleri arasında Kuzuların Sessizliği, Yetimhane, Cinnet, Karanlık Gece, Gizli Yüzler gibi gişe rekoru kırmış ve ait olduğu döneme damga vurmuş şaheserler yer alıyor.

Türkiye’nin ilk-korku türündeki sinema filmi olan “Kan Büyüsü” filminde olaylar şöyle gelişiyor:

Kan Büyüsü, Amerikan ve Türk yapımlarında olduğu gibi gençlerin topluca izbe bir yere gittiği ve başlarına ürkütücü olayların geldiği bir korku hikayesinden ziyade tam yanımızdaki apartmanda, hemen bir sokak aşağımızda veya bulunduğumuz binada gelişebilicek hayatın içinden olaylarla örülü bir senaryoya sahip. Hikayenin ürkütücü yanı ise herkesi içine çeken ve oyunun birer parçası haline getiren profesyonelce işlenmiş kaotik yapısı.

“Bir aile apartmanda görüntüde herkes kendi halinde yaşamaktadır. Üç kız kardeş ve dışarıdan bir aile yaşamaktadır. Fatma ve oğlu Hasan, Zeynep ve kızı Hacer, enişteler Mehmet ve Mustafa arasında geçen inanılmaz kurnazlıklar ve ihanet anlatılmaktadır.

Hasan, üniversiteyi bitirmiş, KPSS’ye hazırlanmaktadır. Fatma, kocası ölmüş, dindar, bütün hayatını oğlu Hasana adamış bir kadındır. Hacer, bekar geç bir kızdır. Enişteler ise iç güveysi olarak aile apartmanlarına yerleşmiş kişilerdir.

Aile içinde yaşanan gizli bir aşkı üstlenmekten çekinen Hacer ve küçük enişte Mustafa, suçu Hasan'a atarlar. Sınava hazırlanmakta olan Hasan, bu iftira karşısında çok korkar ve çaresiz kalır. Bu baskıyı kaldıramaz ve intihar eder. Bu intiharın ıstırabına dayanamayan anne Fatma ise oğlunun intikamı için, çareyi dualarda bulur.

Fakat, gerçek dünyanın sınırlarını aşmaktan korkmayan aile bireyleri çoktan diğer dünya ile ilişkiye geçmiştir. Ayşe, kocası Mustafa'nın hovardalıklarını önlemek için, büyüler ve muska ile kocasını sadık bir eş haline getirmek ister. Hacerin annesi ise Hacer'in iffetsizliğini örtmek için, öteki cinci ebeden yardım ister. Bu büyük hataların ve tehlikeli oyunların elbette bir bedelli olacaktır.

Apartmanda masum ve geleceğini kurmak için çabalayan Hasan'a suçlamada bulunulması, apartmanı koruyan iyi duaların etkisini kaybetmesine neden olmuştur. Fatma'nın bedduaları felaketlerin başlangıcı olacaktır.

Bütün apartmana bereketsizlik, kabuslar karanlık ve ani ölümler musallat olur. Apartmanda yaşayanları büyük, acı ve izleyiciyi şoke edecek farklı varyasyonlarda sonlar beklemektedir. (Hakan Sur)”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER