ŞEBNEM DEMİR’E SOFYA’DA BÜYÜK KUMPAS

Amacı, bu dernek vasıtası ile iki ülke arasında yatırım yapılabilir mi, kliniğinin bu ülkede şubelerini açabilir miyim gibi konuları araştırmaktı. Şebnem Demir gittiğinin ikinci gününden itibaren başına gelen kabusu şöyle anlattı. “Gittiğimiz gün Türkan Hanım bizi evinde ağırladı, ikinci gün de sahibi olduğu Turkuaz Restoran’a kahvaltıya davet etti. Kahvaltı sonrası çeşitli görüşmeler yapacaktık. Sofya trafiği karışık siz araba kullanmayın tek araba ile gidelim diyerek aracımızı kendi restoranının otoparkında bırakabileceğimizi söyledi. Hatta aracımızın kirli olduğunu söyleterek anahtarı da bırakırsak yıkamaya vereceğini söyleyerek anahtarı da aldı. Biz iki işi insanı olarak, bir başka iş insanı zannettiğimiz hemcinsimize doğal olarak güvendik ve anahtarı verdik. O gün tüm gün çeşitli görüşmeler yaptık. Saat geç oldu ben sizi otelinize bırakayım dedi, peki dedik. Ertesi gün öğlen bizi otelimizden aldı, araba ve anahtar hala kendisinin restoranında bulunuyordu. Biz birkaç görüşme sonrası Türkiye’ye döneceğimiz için arabayı rica ettik. Bir anda akşam saatlerinde arabamın çalındığı bilgisi geldi. Bu dakikadan itibaren kabus dolu günler başladı, o gece karakolda sabahladık, Ertesi gün tüm günü karakolda geçirdik. Konsolosluk, elçilik tüm resmi kurumlardan yardım istedik. Duyduğumuz tek cümle “Evet burada araba hırsızlığı çok oluyor” Aracım ve anahtarı Türkan Tatyana Türker’de olduğu için doğal olarak ben tüm resmi kurumlara kendisinden ve restoran çalışanlarından şikayetçi olduğumu bildirdim. Her gün bir haber alırız umuduyla ama bu arada acaba canımıza da bir zarar gelir mi korkusuyla her gece otel değiştirerek bir hafta perişan bir halde bu ülkede kalmaya devam ettik. Sonrasında kendi imkanlarımla aracımı buldum, korkup bir köşeye bırakıp bana buldurduğunu düşünüyorum çünkü polisin bulamadığı aracı benim bulmam bir tesadüf olabilir mi? Tabii aracın üzerinde korkunç bir hasar var. Range Rover Marka Jip. Arka cam kırık, cam panelleri parçalanmış, Jantlar paramparça, elektronik aksama ulaşmak için arkasına bir delik açılmış. Çizikleri vurukları saymıyorum. Bu konu tüm Bulgaristan basınına yansıdı, arabanın çalınma anı görüntüleri her yerde yayınlandı. Ekran görüntülerinin fotoğraflarını da sizlerle paylaşıyorum. Çok ilginçtir ki arkada gördüğünüz beyaz minibüs restoranın servis aracı, benim aracım çalınırken adeta eşlik ediyor. Siz Türk plaka emanet bir aracın otoparkınızda bütün ışıkları yanarken görseniz refleks olarak dönüp bakmaz mısınız? Aracın şoförü bakmıyor hatta önce kendisi çıkarak yol gösteriyor.Araba çalındığında arkadaşımın ifadesini bile almayan karakol araba bulunduğunda bizi sabah 09.00’dan saat 17.00’ye kadar iki farklı tercüman ile farklı odalarda çapraz sorguya tuttu. Amaç korkmamızı sağlayıp kimseden şikayetçi olmamamız. Ama ben tabii ki şikayetimi geri çekmedim.Her gün prosedür biter de bugün aracımı alırım umdu ile beş gün daha bekledikten sonra artık maddi manevi sabrımız sona erdiğinden ülkemize geri döndük. Aracım hala sebebini bilemesem de karakolda tutuluyor, İşlemler oradaki Kuvars Hukuk tarafından takip ediliyor, kendilerine ilgi ve destekleri için teşekkür ediyorum. Benim ne maddi zararımı geri alma şansım var ne de yaşadığım kabus dolu günleri… Yaşadıklarımı paylaşmamın tek sebebi başka iş insanlarının mağduriyetini önlemek. Bulgaristan ile iş yapmak istiyorsanız aman dikkat özellikle karşınıza dernek çatısı altında Türkan Tatyana Türker ismi ve Turkuaz Restoran çıkıyorsa bir kez daha dikkat.