MALATYA FİLM FESTİVALİNDE FİNALİST
MAGAZİNAçılış yazısıyla; filmin distopya yapısına dair fikirler veren film, alt metninde ‘’kadınsız bir yaşam’’ın nasıl olabileceğini gözler önüne seriyor. Yaratılış’ı baz alarak toprak metaforunu ön planda tutan yönetmen, dünyada sadece erkeklerin ve çiçeklerin bulunduğu bir geleceği tasvir ediyor. ‘’Biz Susunca’’ ismiyle kadınların yokluğundaki durumun ne olacağını çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Kısa film kategorisinde olmasına rağmen çok şeyi içerisinde barındıran film, uzun metrajlı birçok filmle boy ölçüşebilir durumda.
Erkekler, ‘’boşluk’’ dedikleri saksılarına sahip çıkarak zamanı gelince onları uygun bir çiçek veya ağaçla doldurmak zorundadır. Toprağın ve dolayısıyla çiçeklerin de kontrolüne sahip olan erkekler, çiçeklerin ne zaman ve nerede kök salacaklarına, ne şartlar ve koşullar altında yaşayacaklarına karar verme yetkisine sahiptirler. Ağaçların ise hiçbir hakkı yoktur.
Bu toplum düzeninin değişmesi ve çiçeklere yasalar önünde çeşitli haklar tanınması için eylem yapan bir grup azınlık erkek olsa bile, içinde bulundukları sistem, bu duruma kati suretle müsaade etmemekte, bu eylemlerini sürdüren erkeklere ağır cezalar uygulamaktadır. Ancak birçoğunun görmezden geldiği ve unuttuğu şey ise; var olmaları için boşluklarına ihtiyaçları olduğudur.
Film boyunca her ne kadar ‘’kadınsızlık’’ ön planda olsa da konunun işleyişi; sistemin, emeksiz ‘’çiçek’’ olmaz anlayışıyla feminist bir kimlik kazandırıyor ve kadının varlığını hissettiriyor.
Yönetmenliğini ve aynı zamanda yapımcılığını Meryem Beyza Er’in üstlendiği filmin senaryosunu Mert Selek kaleme alırken, kurgusunu Merve Miray Alan, müzik içeriğini ise Zafer Günen üstleniyor. Filmin oyuncu kadrosunu ise; Cansu Fırıncı, Atakan Yarımdünya, Erdal Hanedar, Hakan Örge, Mustafa Şimşek gibi isimler oluşturuyor.
Filmin Konusu ise şöyle: 6.bölgede babası ile yaşayan çaycı Mustafa (30), bir sabah Boşluk ve Eşleşme İdaresi Kurulu’nun ilan camında gördüğü bir çiçek ile boşluğunu doldurma hayalleri kurmaya başlar. Ancak yine o sabah ilanı gören mahallenin zaruriyetçisi Erdal (32), Mustafa’dan önce davranır ve ilandaki ağaçla boşluğunu doldurur.Aynı gün, kendi boşluğunu doldurma uğrunda, birkaç çiçeği çoktan telef etmiş olan Erdal’ın dükkanında çiçeği gören Mustafa, bu çiçeğin de diğerleri gibi ziyan olacağını düşünerek üzülür. Boşluğunu yaşatamadığı için gün geçtikçe hastalanan babası ve Erdal’ın boşluğundaki çiçeği yaşatma çabası arasında kalan Mustafa’yı, zor günler beklemektedir.
İlginizi Çekebilir