‘BENİ YAKARAK ÖLDÜRECEKLER SANDIM’

Müteahhitlik yapan Ebru Berköz Karaca yanında PVC işlerini yapan bir esnaf ile dün akşam Osmaniye’deki işlerini bitirip Adana’ya dönerken Çatalan Köprüsü yakınlarında geçen yıl çay ocağı işleten komşuları tarafından işgal edildiği gerekçesiyle savcılık kararıyla mühürlenen mülkiyeti hazineye ait olan içinde ofisi, kafe ve Demokratlar Derneği’nin de bulunduğu işyerinin mühürlerinin kırılıp içeri girildiği haberi üzerine polisi arayıp şikayette bulundu. Adana’ya gelen Karaca, otomobili ile evine giderken işyerindeki işgali kontrol etmek istedi. İddiaya göre, Karaca işyerinin önünden geçerken 2 araç ile takip edilmeye başlandı. Çobandede yakınlarına gelindiğinde, Karaca’nın otomobilinin önü adliyelik olduğu Levent G. Ve Orhan G. Tarafından kesildi. Levent ve Orhan G., ellerindeki beyzbol sopalarıyla Karaca’yı, “Sen bizi nasıl şikayet edersin. Bu başlangıç. Sana neler yapacağız” dövdü. Ardından da Karaca’nın yanındaki esnafa, arabayı İt Adası denilen yere sürmesini istediler. Burada da Levent G. Ve Orhan G. Yine iddiaya göre, arabalarının bagajından çıkardıkları siyah renkli kimyasal maddeyi Karaca’nın başından aşağıya boşalttıktan sonra, diz çöktürdü. Ellerindeki çakmağı yakıp, “Şikayetinden vazgeçmezsen seni öldüreceğiz. Seni çakmakla yakacağız” diye tehditte bulundu. Karaca ve yanındaki esnafın bağırmaları üzerine çevredeki vatandaşların gelmesi üzerine 2 kişi ile beraberindeki diğer 2 kişi kaçtı.

Başının üzerinden dökülen kimyasal madde ile vücudu yanan Karaca, 155’i aradı. Karaca ambulansla Çukurova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Karaca’nın üzerine dökülen kimyasal maddenin siyah boya içine tiner ile karıştırılmış yanıcı bir madde olduğu sanılırken,  polis, kimyasal maddenin ne olduğunun belirlenmesi için örnek aldı.

Kadın müteahhidi dövüp, üzerine kimyasal madde döktükleri öne sürülen Levent ve Orhan G. ‘nin yakalanması için çalışma başlatıldı.

Kızının evine sığınan Karaca yaşadığı korkunç olayı şöyle anlattı:

“Arabamızın önünü kestiler ve sopa ile zorla indirdiler. Daha sonra yanıcı maddeyi yüzümden aşağı vücuduma döktüler. Gözlerim kapandı, çok zorlandım. Diz çöktürttü ve daha sonra arabasına oturdu, çakmak ile yakacağını söyledi. Çok kötü bir an yaşadım. 45 dakika orada beni alıkoydular. Zorla kendi arabalarına bindirmeye çalıştılar, binmedim. Arabayı kullanan arkadaşım ile kendimizi kurtarmaya çalıştık ancak çok zor kurtulduk. Etraf kalabalık olunca kaçtılar. Hastanede çıkartamadılar yanıcı maddeyi. Sonra benzin istasyonundan 1 şişe benzin aldılar ve onunla çıkartmaya çalıştılar. 3 kez duş almama rağmen mazot kokuyorum. Yaşadığım şey çok kötü. Beni yakarak öldürecekler zannettim. Kadına şiddete karşı programlarda çıkan kadınlardan biri gibi olacağım diye düşündüm. Bana 'Seni öldürsem yatarım ne kadar ki' dedi. 'Biz içeri girersek, etrafımızda beslediğimiz çakallarımız var, onlar sizi öldürür' dedi. Ben bundan öncesinde savcılıktan koruma istedim ama yine verilmedi. İnşallah şimdi güvende olurum.”

 Haydar ŞENGÜL/GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ